Bir ebeveyn danışmanı, İngilizce eğitmeni ve bir çift dilli (bilingual) çocuk annesi olarak, ebeveynlerden en sık duyduğum o "milyon dolarlık" soruyu yanıtlamak istiyorum: "Çocuğumun İngilizce öğrenmesi için en doğru zaman nedir?"
Cevabım hem bir uzman hem de bir anne olarak çok net: Mümkün olan en erken zamanda. İdeal olarak? Eğer gerçek anlamda ana dili gibi konuşmasını istiyorsanız, doğumdan itibaren. Bu mümkün olamadıysa, hemen şimdi başlamalısınız.
Bu cevabın birçok ebeveynde yeni sorular yarattığını biliyorum: "Ama nasıl? Önce anadilini tam öğrenmesi gerekmez mi? Ya kafası karışırsa?"
Eğer siz de bu endişeleri taşıyorsanız, lütfen okumaya devam edin. Gelin, bu konuyu tüm mitlerden arındırıp, bilimsel temelleri ve kendi tecrübelerimle adım adım ele alalım.
Mit: "Önce Türkçe, Sonra İngilizce. Yoksa Kafası Karışır!"
❌ Yaygın İnanış
Ebeveynlik yolculuğumuzda en çok duyduğumuz tavsiyelerden biri budur: "Önce Türkçe'yi tam öğrensin, sonra İngilizce'ye başlasın. Yoksa kafası karışır!"
✅ Bilimsel Gerçek
Bu iyi niyetli tavsiyenin aksine, modern bilim ve dilbilim araştırmaları bize tam tersini söylüyor: Çocukların kafası karışmaz.
0-3 yaş arası bir çocuğun beyni, birden fazla dili aynı anda "edinme" kapasitesiyle donatılmıştır.
Peki Ya Code-Switching?
Peki ya "Anne, bana water ver" gibi dilleri karıştırarak (code-switching) kurduğu cümleler?
💡 Önemli Not
Bu, bir kafa karışıklığı belirtisi değil, tam aksine, her iki dile de hakim olan o esnek beynin, kendini ifade etmek için en hızlı ve en verimli yolu bulduğunun bir kanıtıdır.
Bilimsel araştırmalar, çift dilli yetişen çocukların beyinlerinin daha esnek (cognitive flexibility) olduğunu, problem çözme becerilerinin daha gelişmiş ve dikkat sürelerinin daha uzun olduğunu defalarca kanıtlamıştır.
Bilimsel Kanıt: DCCS Testi
🔬 Dr. Ellen Bialystok'un Araştırması
Bu alandaki öncü isimlerden Dr. Ellen Bialystok'un yürüttüğü ünlü "Boyutsal Değişim Kart Sıralama" (DCCS) testinde:
Test Aşamaları:
1️⃣ Çocuklardan kartları renklerine göre ayırmaları istenir (tüm kırmızılar bir kutuya, tüm mavileri bir kutuya)
2️⃣ Çocuklar bu kurala alıştıktan hemen sonra, kural aniden değiştirilir
3️⃣ Aynı kartları bu kez şekillerine göre ayırmaları istenir (tüm arabaları bir kutuya, tüm çiçekleri bir kutuya)
Sonuç: Çift dilli çocuklar, bu yeni kurala geçiş yapmada, yani eski kuralı (renk) bastırıp yeni kurala (şekil) odaklanmada, tek dilli akranlarına göre belirgin bir şekilde daha başarılı oldular.
Ne Anlama Geliyor? İki dili aynı anda yöneten beyinler, "kurallar arası geçiş yapma" ve "dikkat odağını değiştirme" konusunda daha esnek bir yapı geliştiriyor.
Yani endişelenmek bir yana, bu durumu bir avantaj olarak görmeliyiz.
Bilim Ne Diyor? "Kritik Dönem" ve Dil Edinimi
Neden "doğumdan itibaren" konusunda bu kadar ısrarcıyım? Cevap, beynin "Kritik Dönem" olarak adlandırılan sihirli bir penceresinde gizli.
0-3 Yaş: Beyin Bir Süngerdir
0-3 yaş arası, bir çocuğun beyin gelişiminin en hızlı olduğu, sinaptik bağlantıların saniyede milyonlarca kez kurulduğu bir dönemdir. Bu dönemde beyinleri, sesleri (fonemleri) ayırt etme konusunda birer dâhidir. Bebekler, dünyadaki tüm dillerin seslerini tanıyarak doğarlar.
Öğrenme Değil, "Edinme" (Acquisition vs. Learning)
En Önemli Fark
0-3 yaş arası bir çocuk, İngilizceyi bir "ders" olarak öğrenmez; tıpkı anadilini öğrendiği gibi "doğal olarak edinir" (language acquisition).
Onun için Türkçe duymakla İngilizce duymak arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de sadece "dildir". Bu süreç zahmetsizdir.
8-9 yaşından sonra ise bu "edinim" yeteneği azalır ve yerini daha çok efor gerektiren "öğrenme" sürecine bırakır. İşte tam bu noktada, kelime ezberi, gramer kurallarına uymak için çocukların zorlanması devreye girer. Çünkü edinim artık doğal ve zahmetsiz değil, bilinçli bir çaba ile olmaya başlar.
Gerçek: İkinci En İyi Zaman "Bugün"dür
Eğer şu an "Eyvah, ben geç kaldım!" diye düşünüyorsanız, hayır kalmadınız.
Cevap: Dün.
"Peki ikinci en iyi zaman ne zaman?"
Cevap: Bugün.
Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun, başlamak için asla geç değildir. Yarın başlamaktansa, günü yakalayıp bugün başlayalım ve çocuğumuza yeni bir dil gibi kıymetli bir hediyeyi vermeyi ertelemeyelim.
Korkmayın, çekinmeyin. Mükemmel bir aksanla konuşmanız veya tüm gramer kurallarını bilmeniz gerekmiyor. Çocuğunuza İngilizce şarkılar açın, basit oyunlar oynayın ve en önemlisi, bu süreci bir "ders" veya "görev" gibi değil, birlikte bağ kurduğunuz "mutlu bir an" olarak yaşayın.
Bu Yolculukta Yalnız Değilsiniz
Çocuğunuzun yaşına ve sizin aile dinamiklerinize en uygun oyun senaryoları, ebeveyn danışmanlığı veya çocuğunuza özel birebir oyun seansları hakkında daha fazla bilgi almak için benimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.
Unutmayın, her çocuk biriciktir ve her öğrenme yolculuğu da öyle olmalıdır.
Ücretsiz Danışma İçin Tıklayın →